|
English Translation |
|
More meanings for tecâvüz etmek
rape
verb
|
|
kirletmek,
ırzına geçmek,
kaçırmak,
gaspetmek,
zorla almak
|
intrude
verb
|
|
izinsiz girmek,
zorla sokmak,
zorla sokulmak,
davetsiz gelmek
|
attack
verb
|
|
saldırmak,
hücum etmek,
koyulmak,
taarruz etmek,
dil uzatmak
|
abuse
verb
|
|
kötüye kullanmak,
suistimal etmek,
kötü davranmak,
taciz etmek,
küfretmek
|
aggress
verb
|
|
saldırmak
|
assault
verb
|
|
saldırmak,
hücum etmek,
ırza geçmek
|
break into
verb
|
|
dalmak,
zorla girmek,
basmak,
hırsızlık yapmak,
lafa karışmak
|
encroach
verb
|
|
zarar vermek,
sokulmak,
kötüye kullanmak
|
encroach on
verb
|
|
tecâvüz etmek
|
entrench upon
verb
|
|
tecâvüz etmek
|
impinge
verb
|
|
vurmak,
çarpmak,
etkilemek,
el uzatmak
|
interfere with
verb
|
|
engel olmak,
ırzına geçmek
|
outrage
verb
|
|
hakaret etmek,
çiğnemek,
zorlamak,
zedelemek,
kırmak
|
ravish
verb
|
|
gaspetmek,
kaçırmak,
ırzına geçmek,
tutkun etmek,
kâlbini çalmak
|
shame
verb
|
|
utandırmak,
mahçup etmek,
ayıp etmek,
yazık etmek,
namusunu kirletmek
|
trench on
verb
|
|
tecâvüz etmek
|
trench upon
verb
|
|
tecâvüz etmek
|
violate
verb
|
|
ihlal etmek,
bozmak,
çiğnemek,
ırzına geçmek,
tutmamak
|
trespass
verb
|
|
günah işlemek,
suç işlemek
|
overstep
verb
|
|
aşmak
|
infringe
verb
|
|
çiğnemek,
ihlal etmek,
bozmak,
hakkını yemek
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|