|
English Translation |
|
More meanings for tükenmek
be exhausted
verb
|
|
hali kalmamak,
canı çıkmak
|
come to an end
verb
|
|
sona ermek,
bitmek
|
be consumed away
verb
|
|
tükenmek
|
die out
verb
|
|
nesli tükenmek,
yavaş yavaş ortadan kalkmak,
tükenip gitmek
|
run out
verb
|
|
dışarı koşmak,
akmak,
sızmak,
bitmek,
sona ermek
|
fail
verb
|
|
başaramamak,
başarısız olmak,
batmak,
kalmak,
becerememek
|
drain away
verb
|
|
akıtmak,
boşaltmak,
akmak,
boşalmak,
suyunu çekmek
|
die off
verb
|
|
yavaş yavaş ölmek
|
go
verb
|
|
gitmek,
geçmek,
girmek,
olmak,
ölmek
|
peter out
verb
|
|
güçten düşmek,
suya düşmek,
benzini bitip durmak
|
play out
verb
|
|
bitirmek
|
wear away
verb
|
|
geçmek bilmemek,
eskitmek,
yıpratmak,
tüketmek,
zayıflatmak
|
waste
verb
|
|
harcamak,
boşa harcamak,
israf etmek,
çarçur etmek,
tüketmek
|
waste away
verb
|
|
gittikçe zayıflamak,
aşınmak,
yıpranmak,
aşırı zayıflamak,
har vurup harman savurmak
|
wear out
verb
|
|
eskitmek,
yormak,
tüketmek,
yorulmak,
canı çıkmak
|
See Also in Turkish
See Also in English
run
noun, adjective, verb
|
|
koşmak,
çalıştırmak,
kaçak,
koşu,
akış
|
out
noun, adjective, verb, preposition, adverb
|
|
dışarı,
çıkış,
dışarıda,
dışarıya,
çıkmış
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|