|
English Translation |
|
More meanings for ortaya çıkarmak
uncover
verb
|
|
açmak,
örtüsünü açmak,
şapka çıkarmak
|
unearth
verb
|
|
deliğinden çıkarmak,
topraktan çıkarmak
|
pick out
verb
|
|
seçmek,
ayırmak,
ayırt etmek,
anlamak,
dinleyip notalamaya çalışmak
|
discover
verb
|
|
keşfetmek,
bulmak,
anlamak,
farketmek
|
expose
verb
|
|
göstermek,
açığa çıkarmak,
sergilemek,
maruz bırakmak,
teşhir etmek
|
bring into the open
verb
|
|
açığa çıkarmak
|
lay bare
verb
|
|
açığa çıkarmak,
açığa vurmak
|
bring out
verb
|
|
yayımlamak,
çıkarmak
|
conceive
verb
|
|
kavramak,
düşünmek,
anlamak,
gebe kalmak,
yaratmak
|
detect
verb
|
|
belirlemek,
farketmek,
keşfetmek,
sezmek
|
disclose
verb
|
|
ifşa etmek,
göstermek,
açmak,
açığa vurmak
|
ferret out
verb
|
|
ortaya çıkarmak
|
bring to light
verb
|
|
meydana çıkarmak
|
hit off
verb
|
|
taklit etmek,
tıpatıp benzetmek,
keşfetmek
|
bring to pass
verb
|
|
meydana getirmek
|
throw into relief
verb
|
|
dikkat çekmesini sağlamak
|
search out
verb
|
|
arayıp bulmak,
araştırıp öğrenmek,
keşfetmek
|
show up
verb
|
|
göstermek,
gözler önüne sermek,
görünmek,
çıkagelmek,
gelivermek
|
sift out
verb
|
|
eleyerek ayıklamak
|
smoke out
verb
|
|
dumana boğmak,
duman yapmak,
dumanlamak
|
uncloak
verb
|
|
açmak,
açığa vurmak
|
unveil
verb
|
|
örtüsünü açmak,
açıklamak,
peçesini kaldırmak,
açığa vurmak,
açılışını yapmak
|
get at
verb
|
|
ulaşmak,
varmak,
uğraşmak,
üstüne varmak,
bulaşmak
|
See Also in Turkish
See Also in English
out
noun, adjective, verb, preposition, adverb
|
|
dışarı,
çıkış,
dışarıda,
dışarıya,
çıkmış
|
find
noun, verb
|
|
bulmak,
bulma,
rastlamak,
keşfetmek,
bakmak
|
Similar Words
|
|
|
|
|