|
English Translation |
|
More meanings for cılız
rickety
adjective
|
|
çürük,
köhne,
raşitik,
kırıldı kırılacak,
sıska
|
undersized
adjective
|
|
normalden küçük,
küçük
|
puny
adjective
|
|
zayıf,
sıska,
gelişmemiş
|
weak
adjective
|
|
zayıf,
güçsüz,
hafif,
halsiz,
aciz
|
scrawny
adjective
|
|
sıska
|
skinny
adjective
|
|
sıska,
derimsi,
bir deri bir kemik,
çok zayıf,
cimri
|
feeble
adjective
|
|
zayıf,
güçsüz,
çelimsiz,
çürük,
hafif
|
spindly
adjective
|
|
çırpı gibi,
çöp gibi,
çok zayıf ve uzun,
leylek gibi
|
of poor physique
adjective
|
|
zayıf bünyeli
|
fatless
adjective
|
|
yağsız,
zayıf
|
scraggy
adjective
|
|
sıska,
bir deri bir kemik,
iskelet gibi,
dik uçlu
|
sickly
adjective
|
|
hastalıklı,
iğrenç,
sağlıksız,
mide bulandırıcı,
soluk
|
spindling
adjective
|
|
çırpı gibi,
çöp gibi,
çok zayıf ve uzun,
leylek gibi
|
See Also in Turkish
Similar Words
parçalayıcı
noun, adjective
|
|
shredder,
disruptive
|
yıkık dökük
adjective
|
|
tumbledown,
ratty,
ruinous
|
dağılan
adjective
|
|
crumbling,
crumbly
|
köhne
adjective
|
|
fusty,
ratty,
ramshackle,
old,
worn
|
harap
adjective
|
|
ruined,
devastated,
dilapidated,
desolate,
ramshackle
|
derme çatma
adjective
|
|
compilation,
jerry-built,
hastily put up,
scratchy,
scratch
|
külüstür
adjective
|
|
rattletrap
|
|
|
|
|
|