|
English Translation |
|
More meanings for eskimiş
stale
adjective
|
|
bayat,
bozuk,
tükenmiş,
bitkin,
yorgun
|
worn
adjective
|
|
yıpranmış,
bitkin,
yorgun,
bitap,
bayat
|
old
adjective
|
|
eski,
yaşlı,
ihtiyar,
tecrübeli,
önceki
|
decrepit
adjective
|
|
eli ayağı tutmaz,
bir ayağı çukurda,
çökmüş,
zayıf düşmüş
|
obsolescent
adjective
|
|
az kullanılan
|
dated
adjective
|
|
tarihli,
demode,
bayat
|
outworn
adjective
|
|
çağdışı,
modası geçmiş
|
out
adverb
|
|
dışarı,
dışarıda,
dışarıya,
çıkmış,
bitmiş
|
timeworn
adjective
|
|
yıpranmış
|
rusty
adjective
|
|
paslı,
paslanmış,
pas rengi,
körelmiş,
solmuş
|
shiny
adjective
|
|
parlak,
parlamış
|
effete
adjective
|
|
köhne,
bitkin,
kısır,
yorgun
|
superannuated
adjective
|
|
emekli,
eski kafalı,
modası geçmiş,
yaşlılıktan emekli edilmiş
|
detrited
adjective
|
|
aşınmış,
yıpranmış,
bayat
|
moss-grown
adjective
|
|
yosun kaplı,
modası geçmiş
|
well-worn
adjective
|
|
paralanmış,
klişeleşmiş,
basmakalıp
|
worm-eaten
adjective
|
|
kurt yemiş,
modası geçmiş
|
worn-out
adjective
|
|
eski püskü,
yıpranmış,
işi bitmiş,
bayat,
yorgun
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|