|
English Translation |
|
More meanings for itiraz edilemez
unobjectionable
adjective
|
|
sakıncasız,
aleyhinde konuşulamaz
|
incontestable
adjective
|
|
su götürmez,
tartışmasız,
inkâr edilemez
|
unanswerable
adjective
|
|
çözümsüz,
cevaplanamaz,
çürütülemez
|
unassailable
adjective
|
|
şüphe götürmez,
saldırılamaz,
tartışma götürmez,
dil uzatılamaz
|
unexceptionable
adjective
|
|
karşı çıkılmaz,
sakıncasız,
istisna edilemez
|
unexceptional
adjective
|
|
istisnasız,
sıradan
|
See Also in Turkish
See Also in English
appeal
noun, verb
|
|
temyiz,
başvuru,
çekicilik,
cazibe,
müracaat
|
not
particle
|
|
değil,
yok
|
can
noun, verb
|
|
kutu,
teneke kutu,
-ebilmek,
yapabilmek,
edebilmek
|
|
|
|
|
|
|