|
English Translation |
|
More meanings for meyil
gradient
noun
|
|
eğim,
düşüm,
irtifa,
düğüm
|
slope
noun
|
|
eğim,
yamaç,
şev,
yokuş,
bayır
|
inclination
noun
|
|
eğim,
eğilim,
eğiklik,
eğilme,
eğim açısı
|
tendency
noun
|
|
eğilim,
eğilin,
yüz tutma,
çalma
|
bias
noun
|
|
önyargı,
eğilim,
sapma,
verev,
peşin hüküm
|
slant
noun
|
|
eğim,
eğiklik,
eğilim,
bakış,
eğrilik
|
incline
noun
|
|
eğim,
yokuş,
eğimli yüzey
|
tilt
noun
|
|
eğim,
eğilme,
tente,
eğilim,
kavga
|
trend
noun
|
|
eğilim,
akım,
gidişat,
yön
|
propensity
noun
|
|
eğilim,
istek
|
proclivity
noun
|
|
eğilim,
yatkınlık
|
penchant
noun
|
|
tutku,
eğilim
|
cant
noun
|
|
iki yüzlülük,
eğim,
argo,
riyakârlık,
samimiyetsizlik
|
leaning
noun
|
|
eğilim
|
declivity
noun
|
|
iniş,
yamaç,
bayır
|
lean
noun
|
|
dayanma,
eğilme
|
obliquity
noun
|
|
eğim,
eğilim,
sapma,
yoldan çıkma
|
proneness
noun
|
|
eğilim,
eğimli olma,
eğilme,
yüzükoyun yatma
|
talus
noun
|
|
aşık kemiği,
ayak bileği
|
tide
noun
|
|
gelgit,
met,
eğilim,
mevsim,
akış
|
aptitude
noun
|
|
yetenek,
uygunluk,
eğilim,
kabiliyet
|
gravitation
noun
|
|
yerçekimi,
çekim,
cazibe,
eğilim
|
affection
noun
|
|
sevgi,
eğilim,
etkileme,
hastalık,
düşkünlük
|
liking
noun
|
|
sevme,
zevk,
beğeni,
hoşlanma,
ilgi
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|