|
English Translation |
|
More meanings for geçit
passage
noun
|
|
geçiş,
pasaj,
kanal,
parça,
koridor
|
gateway
noun
|
|
kapı,
giriş yeri,
yol,
yöntem
|
gate
noun
|
|
kapı,
bilet hasılatı,
patika,
kapıyı gösterme,
kovma
|
walkway
noun
|
|
kaldırım,
patika
|
parade
noun
|
|
geçit töreni,
gösteri,
alay,
gösteriş,
defile
|
crossover
noun
|
|
atlama,
aşma,
genetik değişim
|
pass
noun
|
|
geçiş,
pas,
geçme,
izin,
giriş
|
passageway
noun
|
|
pasaj,
koridor
|
crossing
noun
|
|
deniz yolculuğu,
kesit
|
gorge
noun
|
|
vadi,
boğaz,
gırtlak,
oburluk
|
corridor
noun
|
|
koridor,
dehliz
|
causeway
noun
|
|
bataklıktan geçen yol,
bozuk arazide yapılmış geçit
|
alley
noun
|
|
patika,
dar yol,
pasaj
|
aisle
noun
|
|
koridor,
ara yol,
bina kolu,
yapı uzantısı
|
access
noun
|
|
giriş,
erişme,
ulaşma,
kullanım,
hastalık nöbeti
|
gangway
noun
|
|
iskele,
borda iskelesi,
dar yol,
aralık,
pasaj
|
thoroughfare
noun
|
|
işlek cadde,
yol,
suyolu
|
gap
noun
|
|
boşluk,
fark,
aralık,
uçurum,
açıklık
|
alleyway
noun
|
|
dar yol
|
vestibule
noun
|
|
antre,
giriş,
dehliz,
vagonlar arası geçit
|
strait
noun
|
|
boğaz,
darboğaz,
sıkıntı,
yokluk,
üzüntü
|
runway
noun
|
|
pist,
uçak pisti,
koşu pisti,
geçit köprüsü
|
gullet
noun
|
|
boğaz,
gırtlak,
kanal
|
gut
noun
|
|
bağırsak,
kiriş,
misina,
şerit
|
barrier
noun
|
|
bariyer,
engel,
set,
korkuluk,
duvar
|
close
noun
|
|
son,
göğüs göğüse kavga,
bağlantılı,
avlu,
son söz
|
See Also in Turkish
geçit töreni
noun
|
|
parade,
procession,
review,
march past,
dress parade
|
üst geçit
noun
|
|
overpass,
footbridge
|
serbest geçit
noun
|
|
fairway
|
askeri geçit
noun
|
|
tattoo
|
paralı geçit
noun
|
|
turnpike
|
geçit alayı
noun
|
|
pageantry,
pageant
|
dar geçit
noun
|
|
bottleneck,
constriction,
defile,
throat
|
alt geçit
noun
|
|
underpass,
subway,
underground
|
yan geçit
noun
|
|
bypass
|
hemzemin geçit
noun
|
|
hemisan passage,
level crossing
|
|
|
|
|
|