|
English Translation |
|
More meanings for cüret
daring
noun
|
|
cesaret,
cesurluk,
gözüpeklik,
yiğitlik,
pervasızlık
|
presumption
noun
|
|
karine,
ihtimal,
tahmin,
küstahlık,
zan
|
audacity
noun
|
|
küstahlık,
cesaret,
arsızlık,
yürek
|
venture
noun
|
|
girişim,
risk,
teşebbüs,
tehlikeli girişim,
şans işi
|
nerve
noun
|
|
sinir,
cesaret,
damar,
asap,
yüzsüzlük
|
temerity
noun
|
|
küstahlık,
korkusuzluk
|
boldness
noun
|
|
cesaret,
yüzsüzlük,
cesurluk,
gözüpeklik,
küstahlık
|
front
adjective
|
|
ön,
öndeki
|
chutzpah
noun
|
|
küstahlık
|
forwardness
noun
|
|
ilerleme,
hırs,
hazır olma,
erken gelişme,
ileriye gitme
|
hardihood
noun
|
|
tahammül,
dayanıklılık,
cesaret,
küstahlık,
arsızlık
|
brass
noun
|
|
pirinç,
yüksek rütbeli subaylar,
küstahlık,
para,
mangır
|
chutzpa
noun
|
|
küstahlık
|
hardiness
noun
|
|
dayanıklılık,
tahammül,
arsızlık,
atılganlık,
cesaret
|
derring-do
noun
|
|
ölçüsüz cesaret,
gözüpeklik
|
See Also in Turkish
Similar Words
korkusuzluk
noun
|
|
fearlessness,
intrepidity,
temerity
|
pervasızlık
noun
|
|
recklessness,
daring,
dauntlessness
|
kahramanlık
noun
|
|
heroism,
bravery,
prowess,
valor,
gallantry
|
cesurluk
noun
|
|
intrepidity,
courageousness,
boldness,
daring,
audaciousness
|
cesaret
noun
|
|
courage,
bravery,
guts,
daring,
prowess
|
|
|
|
|
|