|
English Translation |
|
More meanings for oyuna getirmek
play a trick
verb
|
|
oyun etmek,
üçkâğıtçılık yapmak,
hile yapmak,
oyun yapmak
|
trick
verb
|
|
kandırmak,
oyun etmek,
aldatmak,
faka bastırmak
|
trap
verb
|
|
yakalamak,
tuzağa düşürmek,
tuzak kurmak,
kapana kıstırmak,
kapak takmak
|
hoodwink
verb
|
|
göz boyamak,
aldatmak,
gözlerini bağlamak,
gizlemek
|
surprise
verb
|
|
şaşırtmak,
sürpriz yapmak,
hayret ettirmek
|
pull a fast one
phrase
|
|
oyun etmek
|
See Also in Turkish
See Also in English
play
noun, verb
|
|
oyun,
oynamak,
çalmak,
oynama,
canlandırmak
|
bring
verb
|
|
getirmek,
kazandırmak,
vermek,
neden olmak,
ikna etmek
|
to
preposition
|
|
için,
göre,
karşı,
-e,
-ye
|
|
|
|
|
|
|