|
English Translation |
|
More meanings for boşluk
space
noun
|
|
uzay,
alan,
yer,
mekân,
aralık
|
emptiness
noun
|
|
boşluk
|
gap
noun
|
|
fark,
aralık,
uçurum,
açıklık,
ara
|
cavity
noun
|
|
oyuk,
kovuk,
çukur,
delik,
çürük
|
void
noun
|
|
iptal,
eksiklik,
hükümsüzlük,
boş yer,
geçersizlik
|
clearance
noun
|
|
temizleme,
açıklık,
tasfiye,
açma,
ödeme
|
vacuum
noun
|
|
vakum,
emme
|
blank
noun
|
|
yazısız kâğıt,
boş kâğıt,
boş numara,
hedef,
hedefin ortası
|
vacancy
noun
|
|
boş yer,
boş oda,
açık kontenjan,
açıklık,
dalgınlık
|
hole
noun
|
|
delik,
çukur,
oyuk,
kovuk,
hücre
|
hollow
noun
|
|
çukur
|
chamber
noun
|
|
oda,
bölme,
yasama meclisi,
yatak odası,
kabul salonu
|
backlash
noun
|
|
ters tepki,
salgı,
laçka,
beklenmedik sonuç
|
slack
noun
|
|
gevşeklik,
durgunluk,
mola,
kömür tozu,
durgun su
|
lacuna
noun
|
|
eksiklik,
aralık
|
hiatus
noun
|
|
aralık,
yarık,
kesintili ünsüz
|
separation
noun
|
|
ayırma,
ayrılık,
ayrılma,
ayrışma,
bölünme
|
abyss
noun
|
|
uçurum,
derinlik
|
hollowness
noun
|
|
boğukluk,
çukurluk,
oyukluk,
açlık,
sahtelik
|
gulf
noun
|
|
körfez,
uçurum,
girdap,
anafor
|
chasm
noun
|
|
uçurum,
yarık,
kanyon,
ara,
duygusal farklılık
|
blankness
noun
|
|
şaşkınlık,
ifadesizlik
|
nothingness
noun
|
|
hiçlik,
anlamsızlık,
bilinçsizlik
|
vacuity
noun
|
|
dalgınlık,
boş boş bakış,
anlamsızlık,
saçmalık
|
slackness
noun
|
|
gevşeklik,
durgunluk,
kesatlık,
tembellik,
miskinlik
|
nullity
noun
|
|
iptal,
geçersizlik,
hiç,
hiçlik
|
sinus
noun
|
|
sinüs,
oyuk,
kovuk,
burun boşluğu,
beyindeki kirli kan kanalı
|
voidness
noun
|
|
geçersizlik,
hükümsüzlük
|
clear
noun
|
|
boş alan
|
inanition
noun
|
|
yetersiz beslenme,
zafiyet
|
idleness
noun
|
|
tembellik,
aylaklık,
avarelik,
başıboşluk,
haylazlık
|
antrum
noun
|
|
antrum
|
desideratum
noun
|
|
eksiklik,
istenen şey,
arzu edilen şey,
ihtiyaç
|
daylight
noun
|
|
gün ışığı,
gündüz,
aydınlık,
şafak,
aralık
|
abysm
noun
|
|
uçurum,
sonsuz derinlik
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|