|
English Translation |
|
More meanings for yönelmek
bear
verb
|
|
taşımak,
katlanmak,
üstlenmek,
doğurmak,
çekmek
|
bend
verb
|
|
eğmek,
bükmek,
eğilmek,
çökmek,
kıvırmak
|
face
verb
|
|
yüzleşmek,
bakmak,
yüz yüze gelmek,
karşı karşıya gelmek,
göğüs germek
|
front
verb
|
|
bakmak,
dönmek,
karşı olmak,
önderlik etmek,
cephesini düzenlemek
|
head
verb
|
|
gitmek,
başında olmak,
başı çekmek,
yönetmek,
yönlendirmek
|
head for
verb
|
|
gitmek
|
slant
verb
|
|
eğmek,
meyilli olmak,
eğilimi olmak,
sapmak,
çarpıtmak
|
steer for
verb
|
|
gitmek
|
tend
verb
|
|
bakmak,
eğilimi olmak,
yatkın olmak,
çalmak,
yüz tutmak
|
wend one's way
verb
|
|
yola koyulmak,
gitmek
|
trend
verb
|
|
eğimli olmak
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|
|