|
English Translation |
|
More meanings for yürümek
walk
verb
|
|
dolaşmak,
yürütmek,
gezmek,
gezdirmek,
dolaştırmak
|
tread
verb
|
|
basmak,
dans figürü yapmak,
adımlamak,
arşınlamak,
ezmek
|
hike
verb
|
|
dolaşmak,
gezmek,
gezinti yapmak,
yürüyüşe çıkmak,
yukarı çekmek
|
step
verb
|
|
adım atmak,
basmak,
girmek,
etmek,
gitmek
|
toddle
verb
|
|
tıpış tıpış yürümek
|
pace
verb
|
|
adımlamak,
düzene sokmak,
volta atmak,
hızını ayarlamak,
rahvan gitmek
|
have a walk
verb
|
|
yürüyüş yapmak
|
step up
verb
|
|
artmak,
çıkmak,
yükselmek,
yaklaşmak,
artırmak
|
ankle
verb
|
|
yürümek
|
stir one's stumps
noun
|
|
kımıldamak
|
See Also in Turkish
paytak paytak yürümek
verb
|
|
shamble,
waddle
|
sersem sersem yürümek
verb
|
|
falter
|
tıpış tıpış yürümek
verb
|
|
patter,
toddle
|
yürümek istemeyen
adjective
|
|
balky
|
ağır ağır yürümek
verb
|
|
potter along
|
fırlayıp yürümek
verb
|
|
flounce
|
sessizce yürümek
verb
|
|
pussyfoot
|
hızlı yürümek
verb
|
|
walk quickly,
leg,
leg it,
trot,
step out
|
zorla yürümek
verb
|
|
trudge,
slog away,
slog on
|
üstüne yürümek
verb
|
|
walk on,
come at,
come for
|
|
|
|
|
|
|