|
English Translation |
|
More meanings for konuşmak
talk
verb
|
|
görüşmek
|
speak
verb
|
|
söylemek,
konuşma yapmak,
söz söylemek,
ses çıkarmak,
haberleşmek
|
talk to
verb
|
|
hitap etmek,
azarlamak
|
speak to
verb
|
|
konusunda konuşmak,
değinmek
|
discourse
verb
|
|
bahsetmek,
söylev vermek,
üzerinde durmak,
işlemek
|
have a talk
verb
|
|
görüşme yapmak,
sohbet etmek
|
have a talk with
verb
|
|
görüşmek
|
bespeak
verb
|
|
ayırtmak,
rica etmek,
sipariş vermek,
ısmarlamak,
tutmak
|
chin
verb
|
|
çene hizasına getirmek,
çenenin altına sıkıştırmak
|
confabulate
verb
|
|
sohbet etmek,
başbaşa vermek
|
parley
verb
|
|
görüşmek,
barış görüşmesi yapmak,
yabancı dil konuşmak
|
reason
verb
|
|
bulmak,
düşünmek,
etraflıca düşünmek,
düşünüp taşınmak,
muhakeme etmek
|
confab
abbreviation
|
|
hoşbeş,
sohbet,
sohbet etmek
|
pipe up
phrase
|
|
sesini çıkarmak,
şarkıya başlamak
|
have speech with
noun
|
|
konuşmak
|
See Also in Turkish
hakkında konuşmak
verb
|
|
talking about,
talk about,
speak of,
talk on,
talk over
|
sesli konuşmak
verb
|
|
speak out,
talk up
|
telefonda konuşmak
verb
|
|
call
|
rahat konuşmak
verb
|
|
talk up
|
açık konuşmak gerekirse
adverb
|
|
to be clear,
strictly speaking
|
kendi kendine konuşmak
phrase, verb
|
|
talk to oneself,
speak aside,
soliloquize,
huddle with oneself
|
yüksek sesle konuşmak
verb
|
|
speak loudly,
speak up,
talk up
|
açık konuşmak
phrase
|
|
speak openly,
talk turkey
|
çok konuşmak
verb
|
|
talk a lot,
gab,
rattle
|
boş konuşmak
phrase, verb
|
|
talk idly,
jaw,
gab,
gammon,
haver
|
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|