|
English Translation |
|
More meanings for tıkanıklık
congestion
noun
|
|
sıkışıklık,
izdiham,
yoğunluk,
kalabalık,
kan toplanması
|
blockage
noun
|
|
tıkanıklık
|
bottleneck
noun
|
|
darboğaz,
dar geçit
|
stuffiness
noun
|
|
burun tıkanıklığı,
havasızlık,
alınganlık,
boğuculuk,
kibirlilik
|
jam
noun
|
|
reçel,
sıkışıklık,
izdiham,
kolay şey,
basit şey
|
deadlock
noun
|
|
çıkmaz,
durgunluk
|
stoppage
noun
|
|
stopaj,
durma,
durdurma,
tıkanma,
tıkama
|
being choked up
noun
|
|
tıkanma
|
hold-up
noun
|
|
gecikme,
gecikme nedeni,
engel,
yol kesme,
silâhlı soygun
|
tie-up
noun
|
|
bağ,
bağlantı,
beraberlik,
ortaklık,
durma
|
Similar Words
|
|
|
|
|
|