|
English Translation |
|
More meanings for belli belirsiz
vaguely
adverb
|
|
belirsiz bir şekilde
|
faint
adjective
|
|
zayıf,
soluk,
sönük,
baygın,
bitkin
|
slightly
adverb
|
|
hafifçe,
çok az,
hafiften,
kuvvetsizce
|
imperceptible
adjective
|
|
algılanamaz,
hissedilemez,
sezilemez,
farkedilemez
|
slight
adjective
|
|
hafif,
küçük,
önemsiz,
zayıf,
azıcık
|
indistinct
adjective
|
|
belirsiz,
bulanık,
hayal meyal
|
tentative
adjective
|
|
geçici,
deneysel,
deneme niteliğinde,
tereddüdlü
|
indistinctly
adverb
|
|
hayal meyal,
belirsiz olarak
|
nebulous
adjective
|
|
bulutsu,
şüpheli,
bulutlu,
dumanlı
|
nebulously
adverb
|
|
bulutumsu olarak
|
shadowy
adjective
|
|
gölgeli,
karanlık,
belirsiz,
loş,
şüpheli
|
insensible
adjective
|
|
duyarsız,
baygın,
habersiz,
hissiz,
umursamaz
|
soft
adjective
|
|
yumuşak,
alkolsüz,
hafif,
tatlı,
sıvı
|
hardly visible
adjective
|
|
belli belirsiz
|
dreaming
adjective
|
|
rüya gibi,
rüyalı,
hayal meyal
|
dreamy
adjective
|
|
rüya gibi,
hayalperest,
dalgın,
romantik,
rüya dolu
|
See Also in Turkish
belirsiz
adjective, adverb
|
|
uncertain,
unclear,
vague,
ambiguous,
indefinite
|
belli
adjective, adverb
|
|
certain,
specific,
particular,
given,
clear
|
|
|
|
|
|