|
English Translation |
|
More meanings for aydınlatmak
brighten
verb
|
|
parlatmak,
aydınlanmak,
neşelendirmek,
canlanmak,
aklamak
|
light
verb
|
|
yakmak,
aydınlanmak,
yanmak,
ışık saçmak,
neşelendirmek
|
light up
verb
|
|
yakmak,
ışık saçmak,
sevindirmek,
neşelendirmek,
yanmak
|
set light to
verb
|
|
ışık tutmak
|
lighten
verb
|
|
hafifletmek,
rengini açmak,
açmak,
aydınlanmak,
rahatlatmak
|
dissolve
verb
|
|
eritmek,
dağıtmak,
feshetmek,
erimek,
halletmek
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
gidermek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak
|
clear up
verb
|
|
açıklamak,
bilgi vermek,
tasfiye etmek,
açmak,
temizlemek
|
solve
verb
|
|
çözmek,
çözümlemek,
çözüm bulmak,
halletmek
|
charge
verb
|
|
şarj etmek,
doldurmak,
yüklemek,
suçlamak,
saldırmak
|
civilize
verb
|
|
medenileştirmek,
uygarlaştırmak,
kibarlaştırmak,
adam etmek
|
clue
verb
|
|
bilgi vermek
|
elicit
verb
|
|
meydana çıkarmak,
çıkarmak,
öğrenmek,
tepki göstermek,
tepkiye neden olmak
|
illuminate
verb
|
|
ışıklandırmak,
aydınlanmak,
ışıtmak,
yaldızlı harflerle süslemek
|
enlighten
verb
|
|
bilgi vermek,
öğretmek
|
enucleate
verb
|
|
çıkarmak,
almak,
açıklamak
|
flash
verb
|
|
parlamak,
ışık tutmak,
yakmak,
atmak,
böbürlenmek
|
flash on
verb
|
|
ışık tutmak
|
illume
verb
|
|
ışıtmak
|
illumine
verb
|
|
ışıklandırmak,
zihin açmak
|
irradiate
verb
|
|
saçmak,
ışın tedavisi yapmak,
ışık saçmak,
ışık tutmak
|
post
verb
|
|
postalamak,
asmak,
ilan etmek,
posta ile göndermek,
yapıştırmak
|
rake up
verb
|
|
canlandırmak,
kurcalamak,
gün ışığına çıkarmak,
geçmişi ortaya çıkarmak
|
shine upon
verb
|
|
üzerine parlamak
|
unravel
verb
|
|
çözmek,
çözülmek,
sökmek,
sökülmek
|
elucidate
verb
|
|
açıklamak,
izah etmek
|
let daylight into
phrase
|
|
açıklığa kavuşturmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|