|
English Translation |
|
More meanings for mahrum etmek
divest of
verb
|
|
almak,
el çektirmek
|
abridge
verb
|
|
kısaltmak,
özetlemek,
kısmak
|
con out of
verb
|
|
mahrum etmek
|
debar
verb
|
|
yoksun bırakmak,
menetmek,
yasaklamak,
engel olmak
|
debar from
verb
|
|
yoksun bırakmak
|
deny
verb
|
|
reddetmek,
yadsımak,
yalanlamak,
inkâr etmek,
yoksun bırakmak
|
detain
verb
|
|
alıkoymak,
gözaltına almak,
hapsetmek
|
dispossess
verb
|
|
yoksun bırakmak,
kiracıyı evden çıkarmak,
malına el koymak,
kamulaştırmak,
kapmak
|
deprive
verb
|
|
yoksun bırakmak,
görevden almak,
rütbesini indirmek
|
divest
verb
|
|
soymak,
çıkarmak,
görevden almak
|
lose
verb
|
|
kaybetmek,
kaçırmak,
kaybolmak,
heba etmek,
azıtmak
|
mulct
verb
|
|
para cezası vermek,
para koparmak,
çarpmak
|
oust
verb
|
|
çıkarmak,
yerinden etmek,
yerini almak
|
shear
verb
|
|
biçilmek,
kırpmak,
makasla kesmek,
kesmek,
kırkmak
|
spoil
verb
|
|
bozmak,
şımartmak,
kaçırmak,
tadını kaçırmak,
bozulmak
|
starve
verb
|
|
açlıktan öldürmek,
açlıktan ölmek,
aç bırakmak,
açlıktan kıvranmak,
çok acıkmak
|
stint
verb
|
|
kısmak,
kısıtlamak,
az vermek,
esirgemek
|
See Also in Turkish
Similar Words
inkâr etmek
verb
|
|
deny,
repudiate,
disavow,
abnegate,
disown
|
susturmak
phrase, verb
|
|
silence,
squelch,
shush,
blanket,
cut short
|
aksini iddia etmek
verb
|
|
claim,
contradict,
disaffirm,
argue against
|
çürütmek
noun, verb
|
|
rebut,
rot,
decay,
contuse,
canker
|
|
|
|
|
|