|
English Translation |
|
More meanings for demek
say
verb
|
|
söylemek,
etmek,
tekrarlamak,
okumak,
farzetmek
|
then
adverb
|
|
o zaman,
ondan sonra,
öyleyse,
o halde,
zira
|
so
adverb
|
|
çok,
böylece,
kadar,
o kadar,
öyle
|
call
verb
|
|
aramak,
çağırmak,
seslenmek,
çağrıda bulunmak,
telefon etmek
|
tell
verb
|
|
söylemek,
anlatmak,
bildirmek,
haber vermek,
ayırt etmek
|
term
verb
|
|
adlandırmak,
isim vermek
|
bid
verb
|
|
teklif vermek,
deklare etmek,
fiyat vermek,
söylemek,
emretmek
|
observe
verb
|
|
gözlemek,
izlemek,
uymak,
görmek,
incelemek
|
bade
verb
|
|
söylemek,
davet etmek,
emretmek
|
style
verb
|
|
şekillendirmek,
ad takmak,
model yaratmak,
şekil vermek,
stilize etmek
|
See Also in Turkish
ne demek istiyorsun?
|
|
what do you mean?
|
demek oluyor ki
phrase, adverb
|
|
it means,
that means,
in that case,
videlicet,
viz
|
merhaba demek
verb
|
|
to say hello,
say hello to
|
demek istemek
verb
|
|
mean to say,
mean,
get at,
drive at,
connote
|
bu ne demek?
|
|
what does this mean?
|
hayır demek
|
|
saying no
|
evet demek
verb
|
|
say yes
|
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|