|
English Translation |
|
More meanings for dayak atmak
beat
verb
|
|
dövmek,
yenmek,
vurmak,
geçmek,
çalmak
|
give a thrashing
verb
|
|
dövmek
|
thrash
verb
|
|
dövmek,
kıvranmak,
yenmek,
harman dövmek,
denize karşı seyretmek
|
lather
verb
|
|
köpürtmek,
sabunlamak,
köpürmek,
ter içinde kalmak,
dövmek
|
bash up
verb
|
|
sopa çekmek,
dövmek,
benzetmek,
haşat etmek,
köteklemek
|
baste
verb
|
|
yağlamak,
dövmek,
haşlamak,
sopa atmak,
azarlamak
|
chastise
verb
|
|
cezalandırmak,
suçlamak,
yerden yere vurmak,
dövmek,
eleştirmek
|
clobber
verb
|
|
yenmek,
acımasızca dövmek,
benzetmek,
eleştirmek
|
cudgel
verb
|
|
sopalamak,
dövmek
|
curry
verb
|
|
tabaklamak,
köri ile pişirmek,
kaşağılamak,
tımar etmek,
sopalamak
|
drub
verb
|
|
dövmek,
yenilgiye uğratmak
|
flog
verb
|
|
kamçılamak,
dövmek,
kırbaçlamak,
kanunsuz satmak
|
hide
verb
|
|
gizlemek,
saklamak,
saklanmak,
dövmek,
saklı tutmak
|
lam
verb
|
|
dövmek,
kaçmak
|
larrup
verb
|
|
dövmek
|
lay in
verb
|
|
stoklamak,
depolamak,
sağlamak,
dövmek,
çok kazanmak
|
lay into
verb
|
|
dövmek,
pataklamak
|
lick
verb
|
|
yalamak,
dövmek,
yenmek,
üstesinden gelmek,
halletmek
|
pelt
verb
|
|
atmak,
taş atmak,
taşlamak,
taşa tutmak,
yağdırmak
|
punish
verb
|
|
cezalandırmak,
ceza vermek,
azarlamak,
hırpalamak,
dövmek
|
spifflicate
verb
|
|
dövmek
|
spiflicate
verb
|
|
dövmek
|
trounce
verb
|
|
yenmek,
dövmek,
fırça atmak,
bozguna uğratmak
|
whop
verb
|
|
yenmek,
dövmek,
pataklamak
|
give the stick
phrase
|
|
dövmek,
fırça atmak,
azarlamak
|
give the works
phrase
|
|
imanını gevretmek,
marizlemek,
pataklamak
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|