|
English Translation |
|
More meanings for şık
stylish
adjective
|
|
zarif,
modaya uygun,
havalı
|
elegant
adjective
|
|
zarif,
mükemmel,
hoş,
kibar,
zekice
|
chic
adjective
|
|
modaya uygun
|
sleek
adjective
|
|
parlak,
gösterişli,
pürüzsüz,
pırıl pırıl,
biçimli
|
fashionable
adjective
|
|
moda,
modaya uygun,
kibar
|
classy
adjective
|
|
zarif,
mükemmel,
süper
|
smart
adjective
|
|
akıllı,
zeki,
kurnaz,
güzel,
uyanık
|
nifty
adjective
|
|
havalı,
güzel,
zeki
|
snazzy
adjective
|
|
modaya uygun
|
dashing
adjective
|
|
cesur,
havalı,
gösterişli,
canlı,
atak
|
dressy
adjective
|
|
zarif,
gösterişli
|
spiffy
adjective
|
|
çok güzel,
mükemmel
|
posh
adjective
|
|
lüks,
havalı,
gösterişli
|
mod
adjective
|
|
şık
|
dapper
adjective
|
|
çevik,
iki dirhem bir çekirdek,
düzgün giyimli,
atak
|
streamlined
adjective
|
|
aerodinamik,
modern,
elverişli,
aerodinamik şekilli
|
smooth
adjective
|
|
pürüzsüz,
düzgün,
düz,
yumuşak,
akıcı
|
choice
noun
|
|
seçim,
seçenek,
tercih,
seçme,
seçme hakkı
|
swanky
adjective
|
|
havalı,
gösterişli,
gösterişçi
|
sporty
adjective
|
|
sportif,
gösterişli,
sporsever,
sportmence,
centilmence
|
sharp
adjective
|
|
keskin,
net,
sivri,
sert,
kesici
|
snappy
adjective
|
|
çabuk,
canlı,
hızlı,
hazır,
kıpır kıpır
|
spruce
adjective
|
|
temiz,
düzgün
|
rakish
adjective
|
|
hovarda,
havalı,
hızlı,
süratli,
direkleri arkaya doğru yatık
|
alternative
noun
|
|
alternatif,
seçenek
|
tidy
adjective
|
|
düzenli,
derli toplu,
temiz,
tertipli,
epey
|
smug
adjective
|
|
kendini beğenmiş,
temiz giyimli,
kendisiyle gurur duyan
|
swell
noun
|
|
harika,
kabarma,
şişme,
güzel,
züppe,
müthiş,
yükselme,
şiş
|
jaunty
adjective
|
|
şen,
kaygısız,
havalı
|
dandy
adjective
|
|
mükemmel,
düzgün,
yaman,
zarif
|
flash
adjective
|
|
ani,
havalı,
şiddetli,
gösterişli
|
spicy
adjective
|
|
baharatlı,
acılı,
baharlı,
kokulu,
çeşnili
|
saucy
adjective
|
|
şımarık,
sulu,
sırnaşık,
cıvık,
yüzsüz
|
nobby
adjective
|
|
havalı,
gösterişli,
fiyakalı
|
swish
adjective
|
|
homoseksüel,
havalı,
gösterişli,
lüks
|
trig
adjective
|
|
temiz giyimli
|
thoroughbred
adjective
|
|
safkan,
soylu,
kültürlü,
gösterişli,
bilgili
|
swagger
adjective
|
|
havalı,
dayı,
kasıntı,
artist
|
spiffing
adjective
|
|
çok güzel,
mükemmel
|
dandyish
adjective
|
|
düzgün,
zarif
|
doggy
adjective
|
|
köpek,
köpeğe ait,
köpeksever,
göz kamaştırıcı
|
tonish
adjective
|
|
havalı,
modaya uygun
|
in the ton
adjective
|
|
modaya uygun
|
up-market
adjective
|
|
sosyete müşteriye hitap eden
|
go-go
adjective
|
|
canlı,
hareketli,
zarif
|
See Also in Turkish
çok şık
phrase, adjective
|
|
very stylish,
as if came out of a bandbox,
spick-and-span
|
sık
adjective, adverb
|
|
stylish,
frequent,
dense,
thick,
close
|
şık ve havalı kadın
noun
|
|
milady
|
şık ve bakımlı
adjective
|
|
presentable
|
şık erkek
noun
|
|
beau
|
aşırı şık
adjective
|
|
dressed to kill
|
şık tip
noun
|
|
dasher,
plate
|
şık giyinmek
verb
|
|
dress smart,
dress up,
spruce oneself up,
spruce up
|
şık çevreler
noun
|
|
stylish circles,
the fashionables
|
şık adam
noun
|
|
elegant man,
jack-a-dandy
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|