|
English Translation |
|
More meanings for atak
attack
noun
|
|
saldırı,
hücum,
nöbet,
kriz,
hamle
|
heady
adjective
|
|
düşüncesiz,
açıkgöz,
inatçı,
kurnaz,
sert
|
mettlesome
adjective
|
|
ateşli,
canlı
|
push
noun
|
|
itme,
hamle,
çaba,
zorlama,
itiş
|
daring
adjective
|
|
cesur,
cüretkâr,
gözüpek,
cüretli,
pervasız
|
pushing
adjective
|
|
iten,
itici,
girişken,
becerikli,
pişkin
|
rash
adjective
|
|
aceleci,
düşüncesiz,
sabırsız
|
dashing
adjective
|
|
şık,
cesur,
havalı,
gösterişli,
canlı
|
reckless
adjective
|
|
pervasız,
umursamaz,
kayıtsız,
düşüncesiz,
aldırışsız
|
confident
adjective
|
|
emin,
güvenli,
kendine güvenen,
inançlı,
kuşkusuz
|
gutsy
adjective
|
|
cesur,
gözüpek,
pervasız
|
pushful
adjective
|
|
girişken,
becerikli,
pişkin,
sırnaşık,
yüzsüz
|
dapper
adjective
|
|
şık,
çevik,
iki dirhem bir çekirdek,
düzgün giyimli
|
mettled
adjective
|
|
ateşli,
canlı
|
militant
adjective
|
|
saldırgan,
kavgacı,
azimli
|
spunky
adjective
|
|
cesur,
yiğit,
sinirli,
çabuk kızan,
parlayıveren
|
venturous
adjective
|
|
cesur,
gözüpek
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|