|
English Translation |
|
More meanings for düşürmek
pull dawn
verb
|
|
yıkmak
|
cause to fall
verb
|
|
düşürmek
|
beat down
verb
|
|
yere sermek,
bastırmak,
vurmak,
fiyat kırmak,
bardaktan boşanırcasına yağmak
|
lower
verb
|
|
indirmek,
alçaltmak,
küçültmek,
surat asmak,
somurtmak
|
reduce
verb
|
|
azaltmak,
küçültmek,
indirmek,
indirgemek,
kısaltmak
|
mark down
verb
|
|
ucuzlatmak
|
let down
verb
|
|
indirmek,
yüzüstü bırakmak,
hayal kırıklığına uğratmak,
atlatmak,
rezil etmek
|
let fall
verb
|
|
ağzından kaçırmak
|
curtail
verb
|
|
kısaltmak,
kısmak,
kısa kesmek
|
deflate
verb
|
|
söndürmek,
havasını boşaltmak,
yükselişe müdahele etmek,
burnunu sürtmek,
gururunu kırmak
|
depress
verb
|
|
bastırmak,
azaltmak,
sıkmak,
moralini bozmak,
neşesini kaçırmak
|
flop
verb
|
|
düşüvermek,
yığılmak,
suya düşmek,
çırpınmak,
cup diye düşmek
|
knock off
verb
|
|
paydos etmek,
halledivermek,
fiyat kırmak,
indirim yapmak,
çalmak
|
overthrow
verb
|
|
devirmek,
yıkmak,
çökertmek
|
drop
verb
|
|
bırakmak,
çıkarmak,
kesmek,
atmak,
damlatmak
|
precipitate
verb
|
|
çökeltmek,
hızlandırmak,
atmak,
çökelmek,
yüksekten atmak
|
put down
verb
|
|
bastırmak,
yere koymak,
indirmek,
öldürmek,
kısmak
|
roll back
verb
|
|
aşağı çekmek,
ucuzlatmak
|
scale down
verb
|
|
azaltmak,
düşmek,
azalmak
|
send down
verb
|
|
indirmek,
üniversiteden atmak
|
sink
verb
|
|
batırmak,
batmak,
mahvetmek,
gömülmek,
fakirleşmek
|
slim down
verb
|
|
azaltmak
|
spill
verb
|
|
dökmek,
söylemek,
akıtmak,
saçmak,
serpmek
|
step down
verb
|
|
inmek,
düşmek,
çekilmek,
istifa etmek,
azaltmak
|
take from
verb
|
|
almak,
çıkarmak,
indirmek
|
throw
verb
|
|
atmak,
fırlatmak,
vermek,
yavrulamak,
bükmek
|
topple over
verb
|
|
devrilmek,
tepetaklak düşmek,
devirmek,
alaşağı etmek
|
trip
verb
|
|
çelme takmak,
tökezlemek,
sekmek,
ayağı takılmak,
sürçmek
|
screw down
verb
|
|
vida ile tutturmak,
vidalamak
|
See Also in Turkish
kendini komik duruma düşürmek
verb
|
|
make an ass of oneself,
make oneself ridiculous
|
birbirine düşürmek
phrase, verb
|
|
play off,
set at odds,
set against,
breed bad blood,
make bad blood
|
tuzağa düşürmek
verb
|
|
trap,
ensnare,
entrap,
ambuscade,
decoy
|
gölge düşürmek
verb
|
|
shade,
compromise
|
küçük düşürmek
phrase, verb
|
|
humiliate,
abase,
affront,
give affront to,
make feel small
|
çocuk düşürmek
verb
|
|
childbearing,
miscarry,
abort
|
suya düşürmek
verb
|
|
submerge,
wreck,
blight
|
küme düşürmek
verb
|
|
relegate
|
ağa düşürmek
verb
|
|
network,
enmesh
|
iz düşürmek
verb
|
|
scar,
project
|
|
|
|
|
|