|
English Translation |
|
More meanings for benzer
similar
noun
|
|
benzeyen,
benzerlik,
eş,
emsal,
benzeşen,
aynılık
|
-like
suffix
|
|
gibi,
imsi
|
like
preposition
|
|
gibi,
zevk,
falan,
aynı,
beğeni,
eş,
olası
|
analogous
adjective
|
|
benzeşen,
analojik,
andıran
|
same
adjective
|
|
aynı,
tıpkı,
farksız,
farketmez
|
alike
adjective
|
|
aynı,
benzeyen,
farksız
|
parallel
noun
|
|
paralel,
koşut,
benzerlik,
paralel çizgi
|
homologous
adjective
|
|
homolog,
türdeş
|
analogue
noun
|
|
analog,
benzer şey
|
simulant
adjective
|
|
benzer
|
counterpart
noun
|
|
karşılık,
eş,
suret,
meslektaş,
akran
|
closely
adverb
|
|
yakından,
dikkatle,
sıkı sıkı,
hemen hemen aynı
|
match
noun
|
|
maç,
kibrit,
karşılaşma,
eş,
rakip
|
kindred
adjective
|
|
akraba
|
analogical
adjective
|
|
analojik,
benzeşen,
andıran
|
in common
adverb
|
|
ortaklaşa,
müştereken,
birlikte
|
vicinal
adjective
|
|
komşu
|
congeneric
adjective
|
|
türdeş,
aynı türden olan
|
image
noun
|
|
görüntü,
resim,
imaj,
heykel,
şekil
|
congenerous
adjective
|
|
türdeş,
aynı familyadan olan
|
correlative
adjective
|
|
bağıntılı
|
indistinguishable
adjective
|
|
ayırt edilemez,
farksız
|
conformable
adjective
|
|
uygun,
uyumlu,
itaatkâr,
yerinde
|
approximate
adjective
|
|
yaklaşık,
yakın
|
analogic
adjective
|
|
analojik,
andıran,
benzeşen
|
congenerical
adjective
|
|
türdeş,
aynı türden olan
|
of a piece
adverb
|
|
aynı
|
connate
adjective
|
|
doğuştan olan,
akraba,
bitişik,
yakın
|
double
noun
|
|
çift,
duble,
iki kat,
dublör,
koşar adım
|
homoeo-
prefix
|
|
aynı,
tek
|
homeo-
prefix
|
|
aynı,
tek
|
homo-
prefix
|
|
aynı,
tek
|
stand-in
noun
|
|
dublör,
yerine çalışan kimse,
vekil
|
look-alike
noun
|
|
aynı
|
See Also in Turkish
Nearby Translations
|
|
|
|
|