|
English Translation |
|
More meanings for söndürmek
dampen
verb
|
|
kırmak,
nemlendirmek,
ıslatmak,
ıslanmak,
tadını kaçırmak
|
snuff out
verb
|
|
bitirmek,
sonuçlandırmak
|
put out
verb
|
|
çıkarmak,
dışarı çıkarmak,
dışarı atmak,
bozmak,
kızdırmak
|
douse
verb
|
|
üzerine su serpmek,
suya sokmak
|
quench
verb
|
|
gidermek,
bastırmak,
dindirmek,
kırmak,
su vermek
|
deflate
verb
|
|
düşürmek,
havasını boşaltmak,
yükselişe müdahele etmek,
burnunu sürtmek,
gururunu kırmak
|
turn off
verb
|
|
kapamak,
savuşturmak,
canını sıkmak,
işten çıkarmak,
sapmak
|
switch off
verb
|
|
kapatmak
|
attenuate
verb
|
|
azaltmak,
hafifletmek,
inceltmek,
seyreltmek,
kısmak
|
damp
verb
|
|
köreltmek,
nemlendirmek,
ıslatmak,
sindirmek,
gücünü azaltmak
|
extinguish
verb
|
|
ortadan kaldırmak,
yıkmak,
tüketmek,
baskın çıkmak,
yok etmek
|
damp down
verb
|
|
köreltmek,
zayıflatmak,
gücünü azaltmak,
hararetini azaltmak,
titreşimini bastırmak
|
dowse
verb
|
|
ıslatmak,
su serpmek,
suya sokmak,
çubukla yeraltı suyu aramak,
çubukla maden aramak
|
hydrate
verb
|
|
su ile birleştirmek,
sulamak,
su ile birleşmek
|
kill
verb
|
|
öldürmek,
katletmek,
kesmek,
gebertmek,
cinayet işlemek
|
suffocate
verb
|
|
boğmak,
boğulmak,
tıkanmak,
hava alamamak,
bunalmak
|
trample out
verb
|
|
söndürmek
|
turn out
verb
|
|
tersyüz etmek,
tersini çevirmek,
içini dışına çevirmek,
boşaltmak,
dışarı çıkarmak
|
slack
verb
|
|
gevşetmek,
çözmek,
koyvermek,
yavaşlatmak,
gevşemek
|
slake
verb
|
|
gidermek
|
slacken
verb
|
|
gevşetmek,
gevşemek,
durgunlaşmak,
yavaşlamak,
sakinleşmek
|
See Also in Turkish
See Also in English
put
noun, adjective, verb
|
|
koymak,
yerleştirmek,
sokmak,
atmak,
bırakmak
|
out
noun, adjective, verb, preposition, adverb
|
|
dışarı,
çıkış,
dışarıda,
dışarıya,
çıkmış
|
Similar Words
şekil vermek
phrase, verb
|
|
to shape,
give shape,
form,
shape,
give form
|
bastırıp söndürmek
verb
|
|
put out,
stub,
stub out
|
dövmek
phrase, verb
|
|
beat,
punish,
tan,
knock about,
pound
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|