|
English Translation |
|
More meanings for kasvetli
gloomy
adjective
|
|
karanlık,
iç karartıcı,
hüzünlü,
loş,
ümitsiz
|
dreary
adjective
|
|
iç karartıcı,
kederli,
ahmak,
hüzünlü,
ümitsiz
|
dismal
adjective
|
|
sıkıntılı,
kederli,
loş ve sıkıntı verici
|
bleak
adjective
|
|
umutsuz,
soğuk,
çıplak,
rüzgâr alan,
rüzgârlı
|
somber
adjective
|
|
karanlık,
hüzünlü,
loş,
koyu,
karamsar
|
sombre
adjective
|
|
karamsar,
karanlık,
hüzünlü,
loş,
koyu
|
dark
adjective
|
|
karanlık,
koyu,
kara,
kötü,
loş
|
sad
adjective
|
|
üzücü,
üzgün,
hüzünlü,
acı,
acıklı
|
comfortless
adjective
|
|
rahatsız,
konforsuz,
huzursuz edici
|
depressive
adjective
|
|
bunaltıcı,
yılgın
|
sullen
adjective
|
|
suratsız,
somurtkan,
kapalı,
aksi,
can sıkıcı
|
funereal
adjective
|
|
hüzünlü,
cenaze törenine ait
|
sable
adjective
|
|
siyah,
kapkara,
kara,
koyu,
kapalı
|
drear
adjective
|
|
kederli,
ümitsiz,
iç karartıcı
|
muzzy
adjective
|
|
sersem,
ağır
|
lugubrious
adjective
|
|
hazin,
acıklı,
asık suratlı
|
cheerless
adjective
|
|
neşesiz,
hüzünlü,
keyifsiz,
iç karartan
|
tenebrous
adjective
|
|
karanlık,
koyu
|
pitchy
adjective
|
|
karanlık,
zift gibi
|
grave
adjective
|
|
ciddi,
ağır,
önemli,
kalın,
sıkıcı
|
melancholy
adjective
|
|
melankolik
|
mopish
adjective
|
|
gamlı
|
howling
adjective
|
|
inleyen,
uluyan,
uğultulu,
uluma sesleriyle dolu,
çok büyük
|
doleful
adjective
|
|
kederli,
hüzünlü,
keyifsiz
|
black
adjective
|
|
siyah,
kara,
zenci,
koyu,
morarmış
|
waste
adjective
|
|
atık,
artık,
boş,
kullanılmış,
harap
|
See Also in Turkish
Similar Words
karanlık
noun, adjective
|
|
dark,
darkness,
obscure,
murky,
shadowy
|
alaca karanlık
noun, adjective
|
|
twilight,
dusk,
crepuscular,
gloaming,
darkish
|
ışıksız
adjective
|
|
dark,
unlit,
aphotic,
unilluminated
|
kapalı
adjective, adverb
|
|
closed,
off,
indoor,
shut,
covered
|
soluk
noun, adjective
|
|
pale,
faded,
breath,
breathing,
faint
|
koyu
adjective
|
|
dark,
deep,
thick,
solid,
black
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|