|
English Translation |
|
More meanings for ilan etmek
declare
verb
|
|
bildirmek,
açıklamak,
beyan etmek,
ifade vermek,
fikrini belirtmek
|
proclaim
verb
|
|
duyurmak,
bildirmek,
beyan etmek
|
tell the world
verb
|
|
herkese duyurmak
|
advertise
verb
|
|
duyurmak,
reklâmını yapmak,
reklâm yapmak,
tanıtım yapmak,
ilan vermek
|
advertize
verb
|
|
reklâmını yapmak,
reklâm yapmak,
tanıtım yapmak,
duyurmak,
ilan vermek
|
publish
verb
|
|
yayınlamak,
basmak,
yaymak,
duyurmak,
çıkarmak
|
post
verb
|
|
postalamak,
asmak,
posta ile göndermek,
yapıştırmak,
ilan yapıştırmak
|
annunciate
verb
|
|
bildirmek,
duyurmak
|
bill
verb
|
|
fatura çıkarmak,
fatura etmek,
afişe etmek,
sevişmek,
gagalarını sürterek sevişmek
|
blaze abroad
verb
|
|
ilan etmek
|
blazon abroad
verb
|
|
ilan etmek
|
blazon out
verb
|
|
ilan etmek
|
clarion
verb
|
|
davulla zurnayla duyurmak,
duyurmak
|
enunciate
verb
|
|
söylemek,
bildirmek,
kesinlikle ifade etmek,
ileri sürmek,
iddia etmek
|
give out
verb
|
|
bildirmek,
duyurmak,
yaymak
|
noise about
verb
|
|
yaymak
|
noise abroad
verb
|
|
yaymak,
duyurmak
|
preconize
verb
|
|
adını seslenmek
|
publicize
verb
|
|
halka duyurmak,
reklâmını yapmak
|
trumpet
verb
|
|
boru çalmak,
trompet çalmak,
bağırmak
|
trumpet forth
verb
|
|
ilan etmek
|
pronounce
verb
|
|
söylemek,
bildirmek,
duyurmak,
telâffuz etmek,
ileri sürmek
|
announce
verb
|
|
duyurmak,
bildirmek,
anons etmek,
okumak,
adaylığını açıklamak
|
acclaim
verb
|
|
alkışlamak,
alkışlarla karşılamak,
övmek
|
blow the whistle on
phrase
|
|
ıslıklamak,
itiraz etmek,
ele vermek,
ihbar etmek,
herkese duyurmak
|
See Also in Turkish
etmek
verb
|
|
make,
have,
take,
get,
say
|
ilan
abbreviation, noun
|
|
ad,
advertisement,
announcement,
proclamation,
advert
|
savaş ilan etmek
verb
|
|
declare war,
proclaim war
|
See Also in English
|
|
|
|
|