|
English Translation |
|
More meanings for yenmek
beat
verb
|
|
dövmek,
vurmak,
geçmek,
çalmak,
çırpmak
|
defeat
verb
|
|
devirmek,
aşmak,
engellemek,
boşa çıkarmak,
iptal ettirmek
|
overpower
verb
|
|
hakkından gelmek,
boyun eğdirmek
|
vanquish
verb
|
|
hakkından gelmek,
kırmak
|
conquer
verb
|
|
fethetmek,
ele geçirmek,
almak,
başarmak,
elde etmek
|
down
verb
|
|
indirmek,
devirmek,
yere sermek,
mideye indirmek
|
outdo
verb
|
|
geçmek,
üstün olmak
|
outclass
verb
|
|
üstünlük sağlamak,
üstün olmak
|
trounce
verb
|
|
dövmek,
dayak atmak,
fırça atmak,
bozguna uğratmak
|
prevail
verb
|
|
galip gelmek,
hüküm sürmek,
yürürlükte olmak,
yaygın olmak,
etkili olmak
|
clobber
verb
|
|
dayak atmak,
acımasızca dövmek,
benzetmek,
eleştirmek
|
win over
verb
|
|
kendi tarafına çekmek,
dostluğunu kazanmak,
desteğini almak
|
cut out
verb
|
|
kesip çıkarmak,
biçmek,
gölgede bırakmak,
uzatmamak,
kesmek
|
bear down
verb
|
|
kırmak
|
whop
verb
|
|
dövmek,
dayak atmak,
pataklamak
|
confound
verb
|
|
şaşırtmak,
yıkmak,
kahretmek,
karıştırmak,
utandırmak
|
floor
verb
|
|
döşemek,
yere yıkmak,
şaşırtmak,
afallatmak,
tam gaz vermek
|
triumph
verb
|
|
zafer kazanmak,
büyük başarı kazanmak
|
master
verb
|
|
öğrenmek,
hakim olmak
|
swamp
verb
|
|
batırmak,
çiğnemek,
hiçe saymak
|
break
verb
|
|
kırmak,
kırılmak,
ara vermek,
koparmak,
kopmak
|
circumvent
verb
|
|
atlatmak,
engellemek,
önlemek,
bozmak,
tuzağa düşürmek
|
subjugate
verb
|
|
boyun eğdirmek,
maruz bırakmak,
zaptetmek
|
wear down
verb
|
|
devamlı ısrarla kırmak,
yıpramak,
eskitmek,
yıpratmak,
zayıflatmak
|
smash
verb
|
|
parçalamak,
ezmek,
vurmak,
mahvetmek,
sert vurmak
|
annihilate
verb
|
|
ortadan kaldırmak,
yoketmek,
imha etmek,
iptal etmek,
feshetmek
|
best
verb
|
|
alt etmek,
geçmek
|
checkmate
verb
|
|
mat etmek
|
discomfit
verb
|
|
bozmak,
bozum etmek,
mosmor etmek,
sinir etmek
|
knock out
verb
|
|
vurup çıkartmak,
nakavt etmek,
çarpmak,
yormak,
öldürmek
|
land
verb
|
|
indirmek,
karaya çıkmak,
yere inmek,
düşmek,
karaya ayak basmak
|
lick
verb
|
|
yalamak,
dayak atmak,
dövmek,
üstesinden gelmek,
halletmek
|
outbox
verb
|
|
üstün gelmek
|
outgo
verb
|
|
geçmek,
aşmak
|
pip
verb
|
|
ölmek,
yaralamak,
vurmak,
oybirliği ile atmak,
karşı oy vermek
|
skunk
verb
|
|
mahvetmek
|
slam
verb
|
|
çarpmak,
çarparak kapatmak,
çarparak koymak,
veryansın etmek,
sövmek
|
surmount
verb
|
|
aşmak,
üstesinden gelmek,
halletmek,
üzerinde olmak
|
beat all hollow
verb
|
|
ezip geçmek
|
whip
verb
|
|
kamçılamak,
kapmak,
bastırmak,
kırbaçlamak,
dövmek
|
thrash
verb
|
|
dövmek,
kıvranmak,
dayak atmak,
harman dövmek,
denize karşı seyretmek
|
whelm
verb
|
|
bastırmak,
boğmak,
bunaltmak
|
trim
verb
|
|
düzeltmek,
ayarlamak,
budamak,
süslemek,
karıştırmak
|
worst
verb
|
|
alt etmek
|
wallop
verb
|
|
dövmek,
sert vurmak,
çok kötü dövmek,
mahvetmek,
bata çıka yürümek
|
give a beating
phrase
|
|
dövmek,
sopa çekmek
|
bear the bell
phrase
|
|
alt etmek,
kazanmak
|
carry away the bell
phrase
|
|
alt etmek,
kazanmak
|
get the better of
phrase
|
|
üstesinden gelmek,
alt etmek,
hakkından gelmek,
üstün olmak
|
wipe the floor with
phrase
|
|
yenmek
|
See Also in Turkish
kurnazca yenmek
verb
|
|
euchre
|
zorlukları yenmek
verb
|
|
overcome difficulties,
make the grade
|
oylama ile yenmek
verb
|
|
to beat by voting,
vote down
|
tam olarak yenmek
phrase
|
|
to beat exactly,
beat hollow
|
güçlükleri yenmek
verb
|
|
overcome difficulties,
win through
|
hile ile yenmek
verb
|
|
cheat,
overreach
|
taktikle yenmek
verb
|
|
tackle,
outmaneuver,
outmanoeuvre
|
kıl payı yenmek
verb
|
|
to overcome,
edge out
|
kolayca yenmek
verb
|
|
easily beat,
walk away from
|
tavlada yenmek
verb
|
|
beating in a pan,
gammon
|
Similar Words
|
|
|
|
|