|
English Translation |
|
More meanings for karartmak
blackout
verb
|
|
kendinden geçmek,
bayılmak,
kendini kaybetmek
|
dim
verb
|
|
donuklaştırmak,
bulandırmak,
kararmak,
bulanmak,
sönükleşmek
|
darken
verb
|
|
koyulaştırmak,
bulandırmak,
karıştırmak,
kararmak,
koyulaşmak
|
dim out
verb
|
|
karartma uygulamak
|
becloud
verb
|
|
bulutlandırmak,
içinden çıkılmaz hale getirmek,
zorlaştırmak
|
bedim
verb
|
|
donuklaştırmak,
belirsizleştirmek
|
befog
verb
|
|
sis kaplamak,
şaşırtmak,
kafasını karıştırmak
|
black
verb
|
|
siyaha boyamak,
siyahlatmak
|
blacken
verb
|
|
karalamak,
lekelemek,
kara çalmak,
kararmak,
siyahlatmak
|
fade
verb
|
|
soldurmak,
solmak,
uçmak,
rengi atmak,
rengi solmak
|
fade out
verb
|
|
şiddetini azaltmak
|
fog
verb
|
|
sis kaplamak,
sis basmak,
donuklaştırmak
|
lour
verb
|
|
surat asmak,
kararmak
|
lower
verb
|
|
düşürmek,
indirmek,
alçaltmak,
küçültmek,
surat asmak
|
obfuscate
verb
|
|
şaşırtmak,
kafasını karıştırmak,
allak bullak etmek
|
obscure
verb
|
|
gizlemek,
örtbas etmek,
saklamak,
karanlık yapmak,
belirsizleştirmek
|
shadow
verb
|
|
gölgelemek,
gölge gibi takibetmek,
izlemek,
hayal etmek,
tasavvur etmek
|
cloud
verb
|
|
bulutla kaplamak,
kapatmak,
örtmek,
gölgelemek,
bulandırmak
|
Similar Words
|
|
|
|
|