|
English Translation |
|
More meanings for yapışkan
adhesive
adjective
|
|
sadık,
bağlı
|
sticky
adjective
|
|
yapışkanlı,
yapış yapış,
zor,
ıslak,
rutubetli
|
viscous
adjective
|
|
viskoz,
ağdalı,
yapış yapış
|
cohesive
adjective
|
|
bağlı,
yapışık,
yapışan
|
adherent
adjective
|
|
yapışık,
bağlı
|
glutinous
adjective
|
|
yapış yapış,
glüten gibi
|
gummy
adjective
|
|
sakızlı,
sakız gibi,
yapış yapış,
ağdalı
|
sticking
adjective
|
|
yapışkanlı
|
clingy
adjective
|
|
sarılan,
yapışan
|
tenacious
adjective
|
|
inatçı,
kuvvetli,
vazgeçmeyen,
sıkı sıkı sarılmış
|
viscid
adjective
|
|
yapış yapış
|
clinging
adjective
|
|
Dar,
sıkı,
bağımlı
|
clammy
adjective
|
|
rutubetli,
nemli ve soğuk
|
greasy
adjective
|
|
yağlı,
kaygan,
kaypak,
yağcı,
ele avuca sığmaz
|
mucilaginous
adjective
|
|
zamklı,
zamk gibi
|
gluey
adjective
|
|
yapışkanlı,
yapış yapış
|
clamant
adjective
|
|
gürültülü,
ısrarlı
|
like a limpet
adjective
|
|
sülük gibi
|
ropy
adjective
|
|
vıcık vıcık,
yapış yapış,
ağdalı,
kalitesiz,
bozulmuş
|
agglutinate
adjective
|
|
bitişimli,
yapışan,
bitişken
|
See Also in Turkish
yapışkan ve tatlı
adjective
|
|
gooey
|
yapışkan satıcı
noun
|
|
tout
|
yapışkan yakı
noun
|
|
sticking plaster
|
yapışkan tip
phrase, noun
|
|
barnacle,
gadfly,
nudnik,
sticker,
old man of the sea
|
içeceğin yapışkan oluşumu
noun
|
|
sticky formation,
rope
|
yapışkan sürtünme
|
|
sticky friction
|
yapışkan olmayan
adjective
|
|
non-sticky,
inadhesive
|
yapışkan wicket
|
|
sticky wicket
|
yapışkan madde
noun
|
|
adhesive,
goo,
gunk,
gluten
|
yapışkan bant
|
|
adhesive tape
|
Similar Words
|
|
|
|
|