|
English Translation |
|
More meanings for artık
no longer
adverb
|
|
bundan böyle
|
anymore
adverb
|
|
daha fazla,
bundan sonra
|
residue
noun
|
|
kalıntı,
tortu,
kalan
|
residual
adjective
|
|
kalıntı,
kalan,
kalıcı,
artan,
tortu,
tortu şeklindeki
|
no more
adverb
|
|
bundan böyle
|
waste
adjective
|
|
atık,
israf,
boş,
çöp,
kullanılmış,
döküntü,
harap,
ıssız,
sarfiyat
|
leftover
noun
|
|
kalan,
artık yemek,
kalan yemek,
yemek artığı
|
scraps
noun
|
|
paçavra,
kırıntı,
hırdavat
|
remnant
noun
|
|
kalıntı,
bakiye,
parça kumaş
|
remainder
noun
|
|
kalan,
geri kalan,
bakiye,
geri kalan kısım,
kalıntı
|
effluent
noun
|
|
akıntı,
dışarı akan madde,
nehirden ayrılıp akan dere
|
rest
noun
|
|
dinlenme,
kalan,
gerisi,
geri,
rahat
|
refuse
noun
|
|
çöp,
atık,
döküntü,
süprüntü,
kırpıntı
|
discard
noun
|
|
ıskarta,
çöp,
kâğıt atma,
boş kart,
atılmış şey
|
left
adjective
|
|
sol,
soldaki
|
spoils
noun
|
|
avanta,
döküntü,
memuriyet,
kalıntı
|
dross
noun
|
|
cüruf,
süprüntü
|
dregs
noun
|
|
tortu,
süprüntü,
posa,
çöp
|
at that
adverb
|
|
mademki,
bundan başka,
hem de
|
tag end
noun
|
|
son kısım,
sarkık uç
|
shoddy
noun
|
|
çaput,
züppelik,
kumaş artığı,
sökülerek yeniden örülmüş yün,
ip söküğü
|
dreg
noun
|
|
posa,
süprüntü,
döküntü
|
hog-wash
noun
|
|
saçmalık,
hayvanlara verilen yemek artığı,
saçma
|
fag-end
noun
|
|
izmarit,
son kısım,
dip
|
See Also in Turkish
See Also in English
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|