|
English Translation |
|
More meanings for tutarsız
inconsistent
adjective
|
|
aykırı,
kararsız,
uyuşmaz,
değişken,
bağdaşmaz
|
incoherent
adjective
|
|
anlamsız,
bağdaşmaz,
abuk sabuk,
ipe sapa gelmez
|
conflicting
adjective
|
|
çelişkili,
zıt,
aykırı düşen
|
contradictory
adjective
|
|
çelişkili,
aykırı,
karşıt,
ters
|
discursive
adjective
|
|
yersiz,
konudan konuya geçen
|
disjointed
adjective
|
|
kopuk,
ipe sapa gelmez,
ayrılmış
|
rambling
adjective
|
|
başıboş,
düzensiz,
saçma sapan,
bağlantısız,
biçimsiz
|
inconsequential
adjective
|
|
önemsiz,
mantıksız,
konu dışı,
alâkasız
|
unconnected
adjective
|
|
ilgisiz,
bağımsız,
alâkasız,
ayrı
|
disconnected
adjective
|
|
bağlantısız,
kopuk,
kesik
|
choppy
adjective
|
|
dalgalı,
çırpıntılı,
değişken,
istikrarsız,
değişen
|
wayward
adjective
|
|
şımarık,
nazlı,
asi,
kararsız,
ters
|
abrupt
adjective
|
|
ani,
beklenmedik,
dik,
kaba,
sarp
|
desultory
adjective
|
|
düzensiz,
istikrarsız,
gelişigüzel,
rasgele,
maymun iştahlı
|
precarious
adjective
|
|
istikrarsız,
belirsiz,
riskli,
kararsız,
güvenilmez
|
inconsequent
adjective
|
|
mantıksız,
konu dışı,
alâkasız
|
contradictious
adjective
|
|
aykırı,
çelişkili
|
as thin as a wafer
adjective
|
|
incecik
|
double-minded
adjective
|
|
kararsız,
iki yüzlü,
samimiyetsiz
|
wafer-thin
adjective
|
|
incecik
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|